Ünlüler tek ses oldu… Haydi artık!

“Hürriyet’in hukukun gözünde hayvanların ‘mal’ olarak değil de ‘can’ olarak kabul edilmesine yönelik kampanyasına bu kez ünlüler destek verdi. Yasanın acilen değişmesi için çağrıda bulundular.”

Yazı:Hakan Gence – İpek İzci | Hürriyet | 06 Ocak 2018

2017’de Türkiye’nin en fazla ortak ses çıkardığı konulardan biriydi hayvana şiddet. Hemen her gün elimizdeki telefonun ekranına düşerek hayatımızın tam ortasına girdi bu vahşet. Eyüp’te katledilen hayvanlar, İzmir’de yolda uyurken tekmelenen köpek ve son olarak Erzincan’da dayaktan öldürülen kedi. Ardı arkası kesilmeyen bu vahşetin ortaya çıkardığı bir gerçek var: Sahipli hayvana ‘mal’ diyen, sahipsiz hayvana işkenceyi de ‘kabahat’ sayan yasalar caydırıcılıktan uzak ve yetersiz.  Erzincan’da kediyi öldüren askeri yasa gereği serbest bırakan hâkim Said Özdemir de tam da bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Fakat maalesef 2017 bu konuda yasal düzenlemeler yapılmadan kapandı. 2018’in ilk haftasında sözü hayvanları yaşatacak yasaların çıkarılmasını isteyenlere bırakıyoruz.

Artık yeter!daha fazla video için



PARA DEĞİL HAPİS CEZASI! / Bergüzar Korel
Hayvanlarla aram elbette çok iyi, kendimi bildim bileli her zaman evimizin ferdi küçük bir dostum oldu. Şu anda hepsini sokaktan sahiplendiğim iki kedim ve iki köpeğim var. Köpeklerimden birini dizi çekimleri için gittiğim Cunda’da sahiplendim. 10 yaşında sokağa atılmış ve ex olarak bulunmuş bir şivavaydı.

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

Rahmi içindeki bebekle birlikte çürümüş ve kalp hastası olduğu söyleniyordu, kimse bu yüzden almamıştı, aldım İstanbul’a getirdim adım atamazken şimdi tam bir canavar oldu. Geçen sene göz tansiyonu yüzünden bir gözünü kaybedecekti ama şimdi iyi. Evin diğer fertleri ve sevgimiz sayesinde sanki 10 yaşında değil de küçük yaramaz bir kız oldu. Kedilerim iki kardeş ayırmadım birlikte aldım, diğer köpeğim Casper’ı da Çeşme’den ÇESAL’dan sahiplendim. Yasanın çıkmamış olmasına öfkeleniyorum. Bozburun’da yaşanan olay korkunç, ama bir yandan da bu kadar insanın kararlı duruşu beni umutlandırıyor. Yıllardır hayvana türlü türlü işkence ve tecavüz haberlerini duyardık ama en azından şimdi sosyal medyanın da yardımıyla sesimiz daha gür çıkıyor. Hayvan demek bile bana anormal geliyor onlar can, ha insansın ha hayvan, ne fark eder bu dünyada hepimizin alacağı bir nefes var, sen kimsin ki bu nefesi kesiyorsun? Şunu anlatmalılar insanlara, gerçek ispatlanmış bir araştırma var. Seri katillerin geçmişlerine baktığınızda hemen hemen hepsinin öncelikle hayvan cinayetleri işlediği görülüyor, neden anlamak istemiyorlar bunu şimdi hayvana yapan bir gün çocuğa sana bana yapacak. Ama sesimizi çıkarmamızın sebebi sadece bu olmamalı. Dünyada insan kadar tüm yaradılanların yaşamaya hakkı var. Bu tartışmaya açık bir konu bile değil.

Hayvanların uğradığı şiddeti görünce o hayvanlara ne yapıyorlarsa aynı şeyi kendileri de yaşasınlar istiyorum. 

Kesinlikle hayvan hakları yasasının çıkmasını, basit para cezalarıyla değil, hapis cezası ile yargılanmalarını istiyorum. Çünkü bu kara kalplilere hayvan sevgisi aşılayamayacağımız aşikar, o kadar kötüler ki, en azından korkup caydırıcı cezalarla dokunmasınlar bu canlara.

HAYVANA İŞKENCE EDEN CEZALANDIRILSIN / Şükran Ovalı
Hayvanları çok seviyorum, iyi ki varlar. İnsanın ruhuna, aklına, kalbine, enerjisine iyi geliyorlar. Benim de iki kedim iki köpeğim var, onları sokaktan kurtardım. En sonuncusunu ormanda bulup sahiplendik. Çok mutluyum onlarla, iyi ki varlar.

Savunmasız her canlıya şiddet uygulamak vicdansızlık. Bir ülkenin vicdanlı ve medeni olması için hayvanları korumak gerekiyor. Hayvan sevgisini çocuklarımıza öğretmemiz gerekiyor. Hayvan sevgisiyle büyüyen çocuklar daha vicdanlı ve merhametli oluyor. Empati güçleri yüksek oluyor.  Bu yasanın çıkmasını istiyorum. Onların yaşama haklarına sahip çıkmalıyız. Savunmasız her canlıya işkence yapan herkesin cezasını çekmesini isterim. Adalete inanıyorum ve hayvanlara işkence edenlerin cezalandırılmasını diliyorum. Bu kanunun bir an önce çıkmasını diliyorum.

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

Hayvanların uğradığı şiddet görüntülerine rastlayınca tabii çok üzülüyorum. En son Erzincan’da kediye yapılan olay beni mahvetti. İki gün ağladım, canım çok sıkıldı.  Bu vahşeti görmek istemiyorum, ruhen de çok yoruluyoruz bu vahşete tanık olarak. Bu hiçbirimize iyi gelmiyor.

Son olarak ormanda bulduğumuz köpeğimiz Çilli, daha önce çok dayak yemiş. Çok mutsuzdu, korkuyordu. Bir kere daha sevginin iyileştirdiğini gördüm. Onlarla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Ve tüm canlıların yaşam alanına saygı duymamız gerekiyor. Medeni ve vicdanlı olmanın temelinin bu olduğunu düşünüyorum.

KAHROLUYORUM BU İNSANLARIN SEVGİSİZLİĞİNE / Ezgi Mola
İki tane köpeğim var. Biri 10 yaşında diğeri 7. Çocukluğum evde birlikte yaşamasak da hayvanlarla çok bir arada geçti. Mahallenin kedisini köpeğini ben beslerdim. O zamanlar bu hayvan düşmanlığı bu boyutta değildi; ya benim gibi çılgınca kollayıp bakan insanlar vardı, ya da daha mesafeli durup uzakta durmayı tercih eden insanlar vardı…

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

Bu yasanın çıkmamış olması çok korkutucu geliyor bana. Bu haberler kanımızı dondurdukça ben de bir insanın bu kadar canileşmesinin altında neler yatıyor olabilir diye araştırmalara göz gezdirdim ve dikkatimi çeken ortak cümleler şunlardı: Hayvana şiddet eğilimi olan insanların çok ciddi psikolojik sorunları olduğu, kişinin geçmişinde özellikle de baba tarafından şiddet uygulanması, anne ve babası tarafından sevilmemiş, aşağılanmış ya da dışlanmış olması, psikolojik, fiziksel ya da cinsel tacize uğramış olması, çocukluğunda yoğun korku yaşamış ya da korkutulmuş biri olması, çocukluk döneminde güven ve sevgi duygusunun ciddi anlamda sarsılmış olması, sevgisizlik, kendini toplum içinde doğru ifade edememe, başkalarına yapamadığı şeyi kendisinden daha güçsüz ve savunmasız olan bir canlıya yaparak kendini güçlü zannetmek, başkasına kızıp acısını başka bir canlı üzerinde çıkarmak, sadistlik…  Ve yine tüm uzmanlar bir ağızdan aynı şeyi söylüyor ki bu çok fena bir şey: Bugün bunu bir hayvana yapan, yarın bir insana da çok rahat yapabilir. Katil her şekilde katildir. Sevmeyi bilmeyen başkasına öğretemez. Bu yasalar caydırıcı nitelikte ağır olmak zorunda! Olmalı ki insanlar bunu yapmaya korksun ve düşünsün “Yahu bu ağır bir bedeli varsa çok büyük bir suç olmalı, yapamam, yapmamalıyım” desin. 

Hayvana şiddet görüntülerini izledikçe günüm haftam geleceğim kapkaranlık oluyor.. “Abartma sende” diyenler olabilir. Az bile söylüyorum … Korkuyorum, sevmeyi bilmeyen bunu bugün o kediye yarın o günahsız melek çocuğuna yapar, o çocuk okula gelir diğer arkadaşlarına zulmeder, çocuk evde ne görüyorsa o olur. Kahroluyorum bu insanların sevgisizliğine..

Yasaları değiştirip ağır cezalar getirsinler ki biz de onların VİCDANLI , HER CANLININ YAŞAMA HAKKINA İNANAN, HAYVANSEVER OLDUĞUNA İNANALIM. Ben buna canı gönülden inanmak istiyorum! Vicdanı olan her insan hayvana da, ağaca da çiçeğe de gözü gibi bakan, diğer canlıların yaşam alanına ve yaşam hakkına sonuna kadar saygı duyan insandır.

VERİLEN SÖZLER TUTULMADI / Yonca Evcimik
Çocukluğumdan beri hayvanlarla iç içeyim. Boyumdan büyük hayvanlarla fotoğraflarıma rastlıyorum o zamanlardan. Hem İstanbul, hem de Bodrum’da beslediğim hayvanlarım var. Onun haricindeki tüm hayvanlara 7/24 algılarım açık. E5 üzerinde gördüğümde arabayı durdurup yardıma muhtaçsa yanıma alıyorum tedavilerini yaptırıyorum. Ve mutlaka yanımda mama taşırım onları doyurmak üzere. Bu yasa tasarısının hâlâ çıkmamış olması acı veriyor. Hâlâ neyin beklendiğine aklım ermiyor. Bu yasanın çıkması için çok uğraştım. Cumhurbaşkanımızla buluşup toplantılar yaptık. Kendisinin çok duyarlı olduğunu biliyorum. Ama verilen sözlerin hâlâ tutulmamış olduğunu görmek beni çok üzüyor. Ben bu yasa çıkana kadar bu konunun üzerine gitmekten yılmayacağım.

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

Hayvanların uğradığı şiddet görüntülerine bakamıyorum. Görmek istemiyorum. Sinir sistemim bozuluyor. Tüm gün moralim bozuk bir şekilde dolaşıyorum. Ağlıyorum. Vicdansız bazı insanların bunları yaptıklarını görünce beddua ediyorum onlara.

Her zaman söylediğim bir şey var. Var olmak haktır! Allah’ın sessiz kulları onlar. Onların da yaşama hakları var. Yapılan işkenceler cezasız kalmamalı. Kabahat olmaktan çıkıp suç olarak yasalara geçmeli. Gün geçtikçe onlara yapılan zulümler artıyor. Buna bir dur diyecek , çok ağır yaptırımları olan yasanın çıkması lazım. Biz bu olanlara göz yumarsak bu suça ve caniliğe ortak oluruz. Onların haklarını göz etmek bütün insanlığın görevidir.

BABAM BİLE OLSA EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALI / Gonca Vuslateri
Hayvanlar doğamızın reddemeyeceğimiz bir parçası. Gösterdiğimiz duyarlılık ilkel hayattan bu yana taşıdığımız genin gerçekliğine bile büyük ispat olmuştur. Bu ilkel genin değişmez kodları duyarlılık, farkındalık, koruma içgüdülerimiz, sıcaklık ve ilişki kurma tabiatımızın temel taşıdır aslında. Şiddet ve daha sonrasında gelişen mağduriyet yahut şiddetle yaşamayı normalleştirmek, insan doğasında kişinin kendisine ve topluma aşılayabileceği, üstelik bilinçaltında ve çekirdek ailede ciddi travmaya yol açabilecek, gözle görünür bir zelzeledir. Hayvanlar arasında bunu göremezsiniz. Tabiatları gereği avlanma güdüleri olmalarına rağmen, doğadaki üstünlük ve ahlaki dengeyi hep korurlar. Biz bu dengenin dışında kalıyorsak, topluma yansıyan davranış biçimlerimizi yönetmek, yaşadığımız çağın işleyişine bilerek ya da bilmeyerek bilimsel dokunuşlar yapmak bizim görevimizdir. Bunu bir muhtar becerebilir evvela. Alın size eğitimini almadan dünyayı değiştirmenin yolu! Hayvan Hakları Yasası yeniden Meclis’te konuşulmalı, tartışmasız yasalandırılmalı. Rasyonel açıdan, dinen ve evrenin tabiatı konusunda bilinçli her eylem, geleceğe katkıdır! Hayvana şiddet gösteren babam bile olsa, en ağır şekilde cezalandırılmalı!

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

ARTIK CEZASIZ KALMASIN / Nilüfer (11 kedi ve iki köpeği var, ayrıca evinin önündekilere de bakıyor.)
O görüntüleri gördüğümde, isteksiz de olsam, kendi sosyal medya hesabımda paylaştım. Böyle bir vahşeti dünya alem görsün, işkenceyi yapan yaratığı tanısın istedim. Hatta takipçilerimden de paylaşmalarını istedim ki toplum vicdani devreye girsin. Buna mecburuz, bu zavallı, çaresiz varlığa bunu yapan, bize, çocuklarımıza neler yapar?

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

Hayvan hakları ile ilgili de devletimizden rica etmiştim ve hatta yalvarmıştım o paylaşımımda, tekrar ediyorum; artık bu ve bunun gibileri cezasız kalmasın! Bu yasanın çıkarılması acilen gerekli, bu işkenceyi yapan insanların ruhsal tetkikleri yapılmalı, gerekirse ruh ve sinir hastanelerinde tedaviye tabi tutulmalı. Aksi takdirde hapis cezaları bittiğinde, yeniden aynı suçları işleme potansiyelleri çok fazla.  Ayrıca bu tür insanların, yakınlarındaki ve çevrelerindeki insanlara da zarar vermelerinin yüksek ihtimal olduğunu da belirtmeliyim.

YAPANIN YANINA KÂR KALMASIN / Gülben Ergen
Şiddet şiddettir. Hayvan, insan gibi ayrımların yapılmasını doğru bulmuyorum. Yüreği olan her canlının acısı vardır. Bir hayvana zarar veren birinin her anlamda tehlikeli olabileceğini düşünüyorum. Evimizde Pamuk ve Kurabiye adında dünya tatlısı iki kedimiz var. Onlarla yaşamaya başladıktan sonra ve özellikle çocuklarımın hayvanlarla ilişkisini gördükten sonra farkındalığım daha arttı. Neredeyse her gün hayvanlara yapılan bir zulme tanıklık ediyoruz. Keşke dilleri olsa da bize neler yaşadıklarını anlatabilseler. Bir an önce bu yasanın çıkmasını ve yapanın yanına kâr kalmamasını diliyorum. Sosyal medyada o görüntüleri izlediğimde canım acıyor.

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

YASALAR MÜCADELE EDENİ YALNIZ BIRAKIYOR / Ekim Baykara – DJ

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

Bozcaada’yı ziyaret eden hemen herkesin kedilerle bir kare fotoğrafı vardır. Fakat arka planda yaşananlar hayvanlarla ilgili yasalardaki boşluğu ispatlar gibi.

Bozcaada’da yıllardır, çeşitli bahanelerle belirli yerlere zehirli yemler bırakıldığını ve sahipli kedi ve köpekler de dâhil onlarca hayvanın (kuşlar, tilkiler ve daha pek çok farklı canlının da) acı çekerek vahşi bir şekilde öldürüldüğünü biliyoruz. Ailem de dahil Ada’da pek çok insan seslerini duyurmaya çalışıyor ama maalesef çok başarılı olamıyorlar, çünkü mevcut yasalar onları yapayalnız bırakıyor. Caydırıcı hiçbir ceza olmadığı için, bu katliam devam ediyor.




DEVLET DUR DEMELİ
 / Dr. Cevat Şimşek – Akademisyen
Ünlüler tek ses oldu... Haydi artıkTanrının biz insanlara emaneti olduklarına inandığım hayvanların hâlâ yasalarla korunamıyor olmasının bir insanlık ayıbı olduğu fikrindeyim.

Sekiz kediye ve iki köpeğe evini açan biri olarak, kişisel çabaların belli bir noktada tıkandığını söylemem gerekir. Devletin hayvanlara karşı suiistimallere ‘dur’ demesi gerekiyor.

Öncelikle hayvanların meta olmadığı anlaşılmalı; petshop’larda satılamayacağı, keyfi olarak terk edilemeyeceği, istismarlara kurban edilemeyeceği yasa koyucular tarafından akıllara kazınmalı.


NE İSTENİYOR? 5 ACİL TALEP

Burak Özgüner / Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

1 – Hayvanlara yönelik işkence ve tecavüz için, ertelemesiz (en az iki sene) hapis cezası; bu fiillerin canavarca his, linç ile ve hayvanlarla ilgili iş ve görevlerde çalışanlar tarafından işlenmesi halinde cezanın yarı oranında artırılması. Bu fiillerin, faillerin sabıka kayıtlarına ya da özel olarak oluşturulacak bir suç veritabanı sistemine işlenmesi.

2 – Toplama/ölüm kampı, tecrit merkezi haline dönüşen barınaklarda hayvanların sistematik bir şekilde zulmeden, onları açlığa, susuzluğa, hastalığa mahkum ederek ölüme terk eden belediyelerin yetkililerin, suçun şahsiliği ilkesi gözetilerek yargılanarak cezalanması; verilen cezaların şu anda olduğu gibi belediye bütçesinden değil, bizzat kamu görevlisine rücu ettirilmesi, uygulanması.

3 – Hayvan hakları ihlallerinin etkin ve hızlı bir şekilde değerlendirilmesi ve ihlallere yaptırım uygulanması için ihbar hattı/ağı kurulması, bakanlık kadrolarındaki denetçi personelin sayısının ülke genelinde arttırılması.

4 – Mezbaha, hayvanat bahçesi, barınak, sirk, süt/yumurta çiftliği gibi tesis ayrımı yapmadan, türleri ne olursa olsun hayvanlara işkence uygulayanların tamamına ceza uygulanması. Hayvanlara her türlü kötü muamele eden kişilerin hayvan edinmekten kesinlikle men edilmesi ve içinde hayvan barındıran hiçbir tesiste çalıştırılmaması.

5- Hayvana mal, eğlencelik, seyirlik meta muamelesi yapan ve sistematik zulüm ve esaret içeren, bu algıyı besleyen yunus parkları, hayvanlı sirkler, faytonlar gibi tesis ve sektörlerin yasaklanması ve buralarda sömürülen tüm hayvanların yaşam haklarının güvence altına alınarak ömürlerinin sonuna kadar şiddetsiz ortamlarda yaşatılmaları.

TOPLUM VİCDANI YARALANIYOR
Avukat Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu (İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkan Yrd)

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık
“Hayvanların mal kapsamında görülmeye devam etmesi; bir hayvan şiddete maruz kaldığında; sahipsiz hayvan ise mal dahi sayılmaması, sahipli hayvan ise yine ve hala “can olarak – canlı olarak görülmeyip” mal kapsamında mala zarardan ceza verilmesi; toplumsal vicdanı, adalete olan inancı son derece ağır bir şekilde yaralamaktadır. Toplumda, insanların adalet duygusunun tatmin edilmesi gerekir. Yoksa bu, herkesin kendi adaletini yaratma duygusunu kaçınılmaz bir şekilde harekete geçirecektir. En son yaşanan sahipli hayvanların zehirlenmesi ve tüfekle vurulması olaylarında; bu suçları işleyen faillerin zihniyeti açıkça ortaya çıkmıştır. Faillerin ağızlarından beyan ettikleri haliyle; “Tamam uzatmayın, veririz parasını” şeklindeki talihsiz cümleler; Türk hukuk sistemimizde, hayvanın bir an önce  “can – canlı” olarak görülmesi gerektiğinin en çıplak örneğidir. Bu algı derhal değişmek zorundadır. Hayvan, canlıdır ve bir hayvanın yani bir canlının öldürülmesi, mutlaka hapis cezası ile cezalandırılmalıdır. Toplumsal güvenliği sağlamanın yegane şartı da budur. Nitekim ülkemizde görmezden gelinen hayvan cinayetleri ve tecavüzlerindeki artış, yaşanan kadın ve çocuk cinayetleri ve tecavüzlerindeki artışla tamamen bir paralellik göstermektedir ve bu husus ciddi anlamda endişe vericidir ve  öyle de olmalıdır.”

BİR HAFTADA 20 KORKUNÇ İHBAR! 
Avukat Hülya Yalçın (Türkiye Barolar Birliği Hayvan Hakları Kurulu Üyesi / Hayvanlara Adalet Derneği Başkanı)

Ünlüler tek ses oldu... Haydi artık

HAYVANLAR için ‘sahipli-sahipsiz’ ayırmayan; uygulanabilirliği olan düzgün cezalandırma sistemi içeren bir düzenleme yapılabilmesi için tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Hayvana kötülük fiilinin sosyal anlamda bir sonraki adımının insana ve topluma kötülük olarak tezahürü de bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Hayvanlara Adalet Derneği (HAD) hukukçuları olarak, salt hayvana kötü muamelenin de sırf bu nedenle cezalandırılması talebimizde ısrarlıyız. Erzincan’da kediye işkence ederek öldüren asker şahsı yasa gereği serbest bırakmak zorunda kalan ve vicdanen bu durumdan rahatsız olarak AYM’ye başvuran Sulh Ceza Hâkimi’nin talebi var. Sayın hâkimin talebini sonuna kadar destekliyoruz. Sadece  bu hafta en az 20 tane abartısız gerçekten ‘korkunç’ ihbarlar aldık. Hayvanlara kötü muamele çok ciddi bir araştırmaya konu olmalı.

Show CommentsClose Comments

Leave a comment