Yılda 266 bin’i uyutuluyor

“Türkiye’de her yıl 266 bin hayvan deneylerde kullanıldıktan sonra uyutuluyor. Bir grup hayvan hakları savunucusunun bir araya gelerek kurduğu ‘Deneye Hayır Derneği’ bilimsel verilere göre bilgisayar ortamında yapılan deneylerin hayvan kullanılarak yapılanlara oranla çok daha etkili olduğunu söylüyor.”

Yazı: Ece Çelik | Hürriyet | 26 Eylül 2019

Türkiye’de ilk kez hayvanlar üzerinde yapılan deneylere karşı çıkan ve bunları durdurmaya yönelik bir dernek kuruldu: ‘Deneye Hayır Derneği.’ Birbirlerini hayvan hakları mücadelesinden tanıyan karikatürist Aslı Alpar, gazeteci ve eski milletvekili Melda Onur, iç hastalıkları uzmanı Dr. Oğuz Kınıkoğlu, veteriner doktor Burak Özgüner gibi isimlerin kurucuları arasında yer aldığı dernek, hayvan deneylerine karşı alternatif yöntemler geliştirilmesini ve deneylerde kullanılan hayvan sayısının düşürülmesi gerektiğini savunuyor.

KEMİKLERİNİ KIRARAK DENEY YAPIYORLAR

Özgüner derneği şöyle anlatıyor: “Her yıl Türkiye’de 266 bin hayvan deneylerde kullanılıyor. Bilimsel makaleler ve veriler hayvanlarla yapılan deneylerin büyük bir avantaj olmadığını artık bunun yerine bilgisayar üzerinde yapılan deneylerin çok daha etkili olduğunu ortaya koyuyor. Hayvan ve insan arasında büyük farklılıklar var metabolizması farklı, fizyolojisi farklı. Aslında deneylerde hayvan kullanılmasının temel amacı tıp ve ilaç endüstrisinin kendisini temize çekme çabası.” Şu anda 130’un üzerinde deney merkezi olduğunu vurgulayan Özgüner kızartılmış yağın solunum yolu üzerindeki etkisini incelemekten, sağlıklı hayvanların kemiklerini kırarak yapılan deneylere kadar büyük vahşetlerin yaşandığını belirtiyor: “Bunlar çoğunlukla akademisyenlerin kendi araştırmaları için yapılıyor. Yani kendi kariyerleri uğruna bilim dünyası için şart olmayan hayvan deneyleri yapıyorlar.”

Eğitim kurumlarında ve şirketlerde yer alan etik kurumların da sorunlu olduğunu ifade eden Özgüner, “2004 yılında değişen Hayvanları Koruma Kanunu’na göre içerisinde hayvan deneyi yapılan her kurum ve şirkette etik kurul olması gerekiyor. Bu etik kurullar içerisinde de mutlaka bir hayvan hakları derneği temsilcisinin yer almalı. Ancak ilgisiz derneklerden üyelerin ‘sivil toplum üyesi’ sıfatıyla bu kurullarda yer aldığını görüyoruz. Bir etik kurulda hayvan hakları derneği üyesi yerine Kuyumcular Derneği üyesinin olduğunu bile gördük” diyor.

Özgüner, gündemlerindeki ilk konunun tıp ve veterinerlik öğrencilerinin derslerde vicdani ret hakkı olduğunu belirtiyor: “Ben üniversitedeyken çok kötü şeylere şahit oldum. Sırf eğitim için, gerekli olmayan hayvan deneyleri uyguluyorlar. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nda sunum yaparak bu konuyu gündeme getirdik.”

DENEK HAYATLARI’ BİTİNCE SICAK BİR YUVA

Derneğin çalışacağı bir diğer konu dernek olarak kullanılan hayvanların gönüllü ailelerin yanına yerleştirilmesi: “AB ülkelerinde uygulanan bu projeyi Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Bizde denek olarak kullanılan hayvanların sonraki yaşamlarıyla ilgili bir plan olmadığı için öldürülüyorlar. Biz o hayvanları hiç olmazsa daha sonra şiddetsiz bir ortama geçirmek istiyoruz.”

Yılda 266 bin’i uyutuluyor

ÇOCUKLARA LATTE ÖĞRETECEK

Toplumdaki farkındalığı artırmayı amaçladıklarını söyleyen Özgüner, Tolga Öztorun’un yazdığı Serkan Altuniğne’nin çizdiği ‘Latte eve gidiyor’ adında bir çocuk kitabı yayımladıklarını anlatıyor: “Kitap deney laboratuvarından kaçan küçük bir sıçanın eve kavuşmasını anlatıyor. Bu yolla daha çocuk yaşta hayvan hakları bilincine ulaşıyorlar”

Show CommentsClose Comments

Leave a comment