“Geçtiğimiz hafta, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Adalar Belediyesi, Büyükada’da “Adalar Ulaşım Çalıştayı” düzenledi. Çalıştaydaki “Hayvan hakları ve çevre” başlıklı çalışma grubunda, hayvan hakları savunucuları ve faytoncular ile faytoncu yandaşları sık sık karşı karşıya geldi. Çalıştayın ardından, hayvan hakları, doğa ve yaşam savunucusu örgütler ortak bir bildiri yayınlayarak çalıştayın kendileri için “hükümsüz” olduğunu açıkladı. Hayvan hakları örgütleri, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu verdiği sözünü tutarak atlı faytonları tamamen kaldırmaya çağırdı.”
Yazı:Burak Özgüner | Sivil Sayfalar | 6 Eylül 2019
İstanbul Adalar’ın faytonlarda çalıştırılan atlara yönelik zulüm ve trafik kaosu sorunsalı uzun yıllardır çözülemiyor. Faytonlarda kullanılan atlar, çalıştırılırken sistematik olarak yaralanıp hayatını kaybederken son yıllarda Adalar’da gün geçtikçe sayıları artan akülü arabalar ve kontrolsüzce kiralanan bisikletler nedeniyle atlarla birlikte insanlar da kazalarda yaşamını yitirmeye başladı; yayalar ise sokakta yürüyemeyecek duruma geldi. Adalar’ın trafik kaosunu çözüme kavuşturmak için tüm tarafların çözüm önerilerini derlemek ve değerlendirmek için, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Adalar Belediyesi işbirliği ile “Adalar Ulaşım Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştayda, çalışma grupları altı temel başlık altında oluşturulmuştu: Ada içi toplu ulaşım; yaya ulaşımı, bisiklet ve akülü araç kullanımı; hayvan hakları ve çevre; Adalar lojistik sistemleri; adalar arası ve anakaraya ulaşım; turizm ve rekreasyon…
Erdem Gül: Fayton Meselemizi De Tartışmalıyız
Çalıştayın açılışında, Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül şöyle konuştu: “Benim gönlüm önceliğin yayada olması en azından büyük bölümünde yürüme yürüyüş ve yaya kültürünün geliştirilmesinden yana. Ada içi ulaşım meselesi çok yoğun hararetli kimi zaman karşı karşıya gelecek şekilde tartışmak zorundayız. Fayton meselemizi de tartışmak zorundayız, fiili durum haline gelmiş akülü araçlar meselesini de tartışmak zorundayız ve bisiklet konusunu da tartışmak zorundayız. Ada’da ulaşım konusunda bugün başlayalım; şeklini, formatını beraber tespit edelim ama çok da meseleyi uzatmadan artık, bundan sonraki sezonlara biraz daha rahatlamış ve yayanın öne geçtiği bir ulaşım sistemini Adalar’da oluşturalım”
“Kalkacak Diyemeyiz Ama Bu Sorun Çözülecek”
Çalıştaydan sonra, Sözcü gazetesinden Fatma Vurgun’a konuşan Erdem Gül, faytonların tamamen kaldırılmayacağını duyurdu: “Kalkacak diyemeyiz ama bu sorun çözülecek. Fayton şu an yasal bir taşıma aracı. Bu konuyu faytoncuların, halkın, STK’ların ve belediyenin de içinde olduğu bir şekilde en uygun şekilde çözüm bulacağız. Bu konu hayvanlara eziyet açısından da tartışılıyor. Bizim asla böyle bir şeye izin vermemiz mümkün değildir. Hayvanlara eziyet edilmediği, ezilmeyeceği bir dünyada yaşamak istiyoruz. Bu konuda erteleyici değiliz. İnsana eziyet edilmediği gibi hayvana da eziyet edilemez”
İmamoğlu, Atlı Faytonları Kaldıracağına Dair Söz Vermişti
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise seçilmeden önce faytonların kaldırılacağı yönünde basına beyanlar vermiş; faytonların tamamen kaldırılmasını da içeren, Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’nun “Söz Veriyorum” taahhütnamesini imzalamıştı. Hayvan haklarına duyarlı yurttaşlar, İmamoğlu’nun verdiği sözü tutarak atlı faytonları tamamen kaldırmasını ve faytonlarda çalıştırılan atların yaşam haklarının güvence altına alınarak güvenli, şiddetsiz ve özgür olacakları alanlarda yaşatılmalarını bekliyor.
Çalıştaya tam olarak katılım sağlanamadığı yönünde çalıştay organizasyonuna eleştiriler getiren Adalılar ise ikiye bölünmüş durumda. Bir kısım Adalı, faytonların Adalar’ın simgesi olduğu, turizme katkıda bulunduğu ve nostaljik bir “ulaşım aracı” olduğu gerekçeleriyle faytonları savunurken bir kısım Adalı ise hayvan hakları aktivistleri ile aynı görüşte. Hayvan hakları aktivistleri de faytonları savunan Adalılar’a tepkili. Aktivistler, zulmün, köleliğin, tahakkümün “insanî”sinin olamayacağını düşünüyor.
“2019’un İlk 8 Ayında Sadece Büyükada’da 150’yi Aşkın At Fayton Turizmi Sonucunda Öldü”
Çalıştaya davet edilmeyen ve katılmayan Adalar Savunması, çalıştaydan bir gün önce faytonlardaki at ölümlerini şöyle duyurdu: “2019’un ilk 8 ayında sadece Büyükada’da 150’yi aşkın at fayton turizmi sonucunda öldürüldü! Adalar’daki yaşamın bütününe dair bir yaklaşım içermeyen ve sonuçları önceden tasarlanmış tüm çalıştay ve toplantılarda olduğu gibi yarın düzenlenecek olan da bu gerçeği değiştirmeyecek!”https://platform.twitter.com/embed/index.html?creatorScreenName=sivilsayfalar&dnt=false&embedId=twitter-widget-0&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1166424186841178112&lang=tr&origin=https%3A%2F%2Fwww.sivilsayfalar.org%2F2019%2F09%2F06%2Fadalar-ulasim-calistayinda-faytonlardaki-zulum-ve-olumler-yok-sayildi%2F&siteScreenName=sivilsayfalar&theme=light&widgetsVersion=ed20a2b%3A1601588405575&width=550px
Fayton Adalar’ın Sembolü Olsa Bile Atlara Yapılan Bu Eziyeti Mazur Gösterir Mi?
Heybeliada’da yaşayan Abdullah Onay, Adalar Gerçek gazetesine verdiği beyanatta önemli bir soru soruyor: “Fayton, Adalar tarihi ile birlikte var olmuş bir olgu değil. 19. yüzyıl sonlarında Adalar’a gelmiş, Kınalıada’da fayton olmadığını da unutmayalım. Fayton, niye Ada’nın sembolü olsun. Mesela daha Adalar’a uygun martı niye olmasın? Hem velev ki sembol; atlara bu yapılan bu eziyeti mazur gösterir mi?”
At Ölümlerini Faytoncular Bile Kabul Ederken…
Ada sakinlerinden Abdullah Onay şöyle devam ediyor: “Tartışma öyle bir manipüle edildi ki, faytona karşı çıkanların Adalar’ı ranta açacak lobilere çalıştığından tutun da saçma sapan bir yığın yalan yaydılar. At ölümlerini faytoncular bile kabul ederken, sorunları inkar etmezken, bunlar, hayallerinde yarattıkları yeldeğirmenlere savaş açtılar. ‘Adalar’da motorlu taşıt istemiyoruz’ sloganları da bu gerçeğin inkarına dayanan boş laflardan biriydi. Adalar’da motorlu taşıt da var haddinden fazla, sayıları yüzlerce olan elektrik ile çalıştığı için ‘motor’unu göremedikleri akülü araç da. Çözüme dair tek önerileri, 50-60 yıl öncesine dönmekten başka bir şey değil”
“Bu Kadar Can Kaybının Yaşandığı Bir Yerde Nostaljiden Bahsetmek Utanç Verici”
Çalıştayda, faytonculuk nedeniyle hayatını kaybeden atların sayısına dair bir istatistik paylaşılmasa da Adalar’da her sene yüzlerce atın yaşamını yitirdiği biliniyor. Bu konuda farklı veriler paylaşılıyor. Büyükada’da çıkan ve 9 atın öldüğü yangına ilişkin, kaçak elektrik hattını döşeyen ahır sahibinin “taksirle yangına neden olma” suçundan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı duruşmadan sonra konuşan Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi Sözcüsü Elif Ertürk, özellikle son iki sene at ölümlerinin daha da arttığının bilgisini veriyor: “Yılda 400 tane at ölüyordu, bu sayı 2019 yılında ikiye katlanmış durumda. Yılda 800 at yaşamını kaybediyor. Burada halen yüz yıllık nostaljimiz gibi şeylerden bahsediliyor. Bu kadar can kaybının yaşandığı bir yerde nostaljiden bahsetmek utanç verici bir şeydir, vicdansızlıktır”.
Heybeliada’da yaşayan Abdullah Onay ise editörü olduğu Birikim dergisinde Temmuz 2018’de kaleme aldığı yazıda at ölümlerini şöyle aktarıyor: “Faytonu savunan bir grup Büyükada’da yılda 200 at öldüğünü açıkladı yıllar önce, yani üç günde bir, iki at ölüyor. Belediye ise bu sayının 400 olduğunu söylüyor. Yine bir belediye yetkilisinden çalışamaz hale gelen atların mezbahaya gittiğini, yerini bile bildiklerini bizzat duydum”.
Öte yandan, faytonlara ilişkin olarak, çalıştayda verilen veriler ışığında, Adalar’daki ahır kapasitesinin faytonlarda çalıştırılan atlara barınak imkânı dahi sağlayamadığı söylenebilir. Çalıştayda ekrana “mevcut durum” başlığıyla ekrana yansıtılan sunumda; Büyükada’da 226, Heybeliada’da 30, Burgazada’da ise 21 fayton bulunduğu belirtildi. Yine aynı sunumda; Büyükada’da 140 fayton ve 560 at kapasiteli, Heybeliada’da 30 fayton 120 at kapasiteli, Burgazada’da ise 21 fayton ve 84 at kapasiteli barınak bulunduğu açıklandı. Toplam 277 fayton bulunduğu, ancak Adalar’da, atlar için uygun olmayan barınakların da 191 fayton ve 764 at kapasitesinde olduğu belirtildi.
TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu da Adalar’a, faytonlar hakkında bir çalışma ziyareti düzenlemişti. Araştırma komisyonu üyelerine resmî makamlarca verilen veriler ile çalıştaydaki veriler de birbirini tutmuyor. 2019 yılında yapılan, zoonoz (hayvandan insana geçebilen) Ruam hastalığına karşı yapılan taramada, Adalar’daki at popülasyonu 945 olarak kaydedilmiş.
Ruam Hastalığı Nedeniyle En Az 621 At Öldü!
Adalar’da atlardan kaynaklı olarak, toplum sağlığına ciddi bir tehdit oluşturan faktör ise Ruam hastalığı… Çalıştayda konuşan, dahiliye uzmanı bir veteriner hekimi profesör, Ruam hastalığının alınan tüm tedbirlere rağmen, Adalar’da engellenemediğini, Adalar’a sürekli olarak kontrolsüz ve kaçak olarak sokulan atların toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini aktardı. Profesör veteriner hekim, hem bu açıdan hem de Ruam hastalığı taşıyan atlara yönelik katliam açısından, atlı faytonların kaldırılması gerektiğini ifade etti. Resmî kayıtlara göre, son 7 senede, Ruam nedeniyle öldürülen at sayısı, en az 621.
Çalıştayda söz alan dahiliye uzmanı veteriner hekimi olan profesörün, belirttiği başka bir husus ise özellikle Büyükada’daki eğimin, faytonlarda çalıştırılan atlar için kesinlikle uygun olmadığı idi. Profesör, faytonculuk yapılan yerlerdeki eğimin en fazla 7 derece olması gerektiğini aktardı. Ancak özellikle Büyükada’daki eğim, bu oranın çok üstünde. Bu bilimsel veriyi aktaran veteriner hekim, Büyükada’nın topografik yapısı nedeniyle de atlı faytonların kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Atlara Yönelik Zulüm Ve Ölümler, Denetim İle Engellenebilir Mi?
Hayvanları Koruma Kanunu, 2004 yılından beri yürürlükte; hayvan refahını ilgilendiren Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ise 2010’dan beri yürürlükte. Faytonlarla ilgili yönetmelik ise 2005 yılında yerelde kabul edilmiş. Tüm bu mevzuatın varlığı ile ne denetim sağlanabilmiş ne de atlara yönelik zulüm ve ölümler engellenebilmiş. Hayvan hakları savunucuları, atlara yönelik zulmün ve ölümlerin, denetimler ile engellenemeyeceği görüşünde. Haksız da sayılmazlar çünkü 2017 ve 2018 yıllarında, Adalar’da atlara yönelik zulüm nedeniyle sadece 28 şahsa para cezası uygulanmış.