“Ankara’dan sivil toplum örgütlerinin, hayvanlara yönelik “belediye vahşeti ve insan şiddetine dur de” çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar, “Büyük Ankara Mitingi”nde buluştu. Mitingde sokak hayvanlarına yönelik katliamlar protesto edilirken, hayvan hakları savunucuları sık sık Türkiye gündemine gelen yasa teklifine dair beklenti, öneri ve taleplerini bir kez daha duyurdu.”
Yazı:Burak Özgüner | Sivil Sayfalar | 29 Nisan 2019
Kamuoyunda büyük tepki çeken Ankara’daki Batıkent katliamının ardından, Türkiye’nin yaklaşık 15 yerinden daha zehirleme haberleri geldi. Hayvan hakları savunucuları, rutinleşen bu katliamlara karşı, dün bir kez daha meydanlara çıktı. Aralarında Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HayKonFed), Anadolu Hayvan Hakları Federasyonu (AnadoluFed), Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği (PADER), Umutlu Patiler Derneği, Sokak Hayvanları İçin Mücadele ve Organizasyon Derneği (SİMORG), PATİKO Derneği, Empati Doğa ve Hayvan Savunucuları Derneği ve PATİPARK Hayvanseverler Derneği’nin de olduğu, Ankara’dan 17 STK, platform ve 9 üniversite topluluğu ile gönüllülerin ortak çağrısı ile düzenlenen “Büyük Ankara Mitingi”nde, Türkiye’nin farklı illerinden bir araya gelen yüzlerce yurttaş siyah kıyafetler giyerek ve düdük çalarak, son bir ayda daha da görünürlük kazanan sokak hayvanı katliamlarını protesto etti.
Ankara’daki Ulus Meydanı’nda gerçekleştirilen mitingde okunan ve aynı anda işitme engelli katılımcılar için de çevrilen basın açıklaması ve söz alan STK temsilcilerinin beyanları ile yasa teklifi konusundaki talepler kamuoyu ve yetkililere tekrarlandı. Mitinge Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi, Ankara Vegan Platformu, Türkiye Barolar Birliği Hayvan Hakları Kurulu, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), Hayvan Hakları ve Etiği Derneği, Hayvan Kurtarma Derneği, Em/Pati Hayvan Hakları Eğitimi ve Şiddetsizlik Platformu gibi oluşumlar da destek verdi.
Belediyelere Yaptırım Talebi
Mitingde basın açıklamasını okuyan, HayKonFed Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Haydar Özkan, sokak hayvanlarına yönelik, belediyelerden kaynaklı kurumsal şiddetin, bireysel şiddet vakalarından katbekat fazla olduğunu ifade ederek hayvanların haklarını ihlâl eden belediye yetkili ve görevlilerine herhangi bir yaptırım uygulanmamasının, katliamları daha da arttırdığını dile getirdi. Özkan, yakında gündeme gelecek olan kanun teklifinin kamuoyu ve sivil toplum kuruluşlarından hâlâ saklandığını belirterek “Tasarı, şiddete ceza kılıfı altında sokaklardaki hayvanları belediyelere teslim etmeyi, 6’ncı maddeyi örtülü olarak yok etmeyi içeriyor. Bizim önerimiz, hayvanların bulundukları yerde kısırlaştırılmış olarak yaşamalarını sağlayan 6’ncı maddenin korunmasıdır. Kısırlaştırma yapmayan, kanunu uygulamayan belediyelere idari yaptırım bu tasarıda yok. Bu tasarı, belediyelere kısırlaştırma mecburiyetini örtülü olarak kaldırıyor. Yani toplayıp yok etmelerine yasal dayanak sağlıyor. Bizim bu konudaki önerimiz ise, bakanlığın belediyeler üzerinde kısırlaştırma ve kanunun uygulanması konusundaki idari yaptırımı mutlaka yasada yer almasıdır” dedi.
Avukatlardan Bakanlıklara Görev Hatırlatması
Hayvana karşı işlenen suçların Kabahatler Kanunu kapsamında yer almasının kabul edilemez olduğunu ifade eden ve mitinge destek amacıyla İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi adına konuşan Avukat Özen Erdoğan ise “Hayvana uygulanan şiddet ve tecavüzler sadece Kabahatlar Kanunu kapsamında değerlendirildiği ve idari para cezasıyla geçiştirildiği sürece bu yolda çözüm için bir adım atmamız mümkün değildir” diye konuştu. Erdoğan, ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın da toplumu bilinçlendirmek için üstüne düşen görevleri yapması gerektiğini söyledi.
Basın açıklamasının ardından “Büyük Ankara Mitingi”nin ortak çağrısını yapan sivil toplum örgütlerinden temsilciler, yasal düzenlemenin hayvanları gerçekten koruyacak şekilde yapılması gerektiğini belirttiler ve topluma hayvan hakları konusunda duyarlılık çağrısında bulundular.
Mitingde, Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılması düşünülen değişiklikliğin getireceği sorunlar ve çözüm önerileri şu şekilde sıralandı:
- Kanunda 6. Madde: Kapalı kapılar ardından kamuoyu ve STK’lerden gizli olarak hazırlanan bu tasarı, şiddete ceza kılıfı altında sokaklardaki hayvanları katliamcı belediyelere teslim etmeyi, 6. Madde’yi örtülü olarak yok etmeyi içeriyor.
- Öneri: Hayvanların bulundukları yerde kısırlaştırılmış olarak yaşamalarını sağlayan 6. Madde korunmalıdır.
- Bakanlığın idari yaptırım yetkisi: Kısırlaştırma yapmayan, kanunu uygulamayan belediyelere idari yaptırım bu tasarıda yok! Bu tasarı belediyelere kısırlaştırma mecburiyetini örtülü olarak kaldırıyor. Yani toplayıp yok etmelerine yasal dayanak sağlıyor.
- Öneri: Bakanlığın belediyeler üzerinde kısırlaştırma ve kanunun uygulanması konusunda idari yaptırımı mutlaka yasada yer almalıdır.
- Kısırlaştırma merkezleri kurulması: Yeni yasada kısırlaştırmanın adeta seferberlik gibi yer alması gerekirken, bu tasarı nüfusu 100 binden aşağı olan şehirlere kısırlaştırma ve bakımevi kurma zorunluluğunu kaldırıyor. Oysa çözüm kısırlaştırmanın en yoğun biçimde tıbbi ve insani koşullarda yapılmasıdır.
- Öneri: Özellikle hayvan artışının yüksek olduğu kırsaldaki ilçe ve beldelerde kısırlaştırma üniteleri kurulmalı, ehil veterinerlerce bu işlem yapılarak artan sahipsiz hayvan sayısı kontrol altına alınmalıdır.
- Ceza sadece şiddet uygulayan vatandaşı kapsıyor: Hayvana şiddet uygulayan vatandaşa ceza geliyor. Ama vatandaşın 10 bin misli hayvana vahşet uygulayan belediyelere ceza bu tasarıda yok! Kısırlaştırma yapılmadığı için çoğalan hayvanları vuran, öldüren, zehirleyen, canlı canlı gömen, rezil barınaklarda açlık ve pislikle yaşamaya mahkum eden katil toplama ekiplerine ve görevlilerine ceza bu tasarıda yok!
- Öneri: Belediye görevlileri de ceza kapsamına alınmalıdır.
- Devasa barınaklar yerine kısırlaştırma merkezleri: Belediyeleri çalıştırmayı beceremeyen Tarım Orman Bakanlığı, sokaklardaki milyonlarca hayvanı bu rezil belediyelerin kuracakları devasa barınaklara hapsetmeyi ve tabii ki dolaylı olarak öldürülmelerini planlıyor. Bakanlık bu tasarı ile 6. Madde’den kurtulmayı planlıyor. 2004 öncesi hayvan hakları yok etme günlerine başka kılıf altında dönmeyi planlıyor.
- Öneri: Büyük devasa barınaklar değil kısırlaştırma merkezleri kurulmalıdır.
- Petshoplarda satışın yasaklanması, üretim kontrol edilmedikçe çözüm değil: Bu tasarıda bir de petshop kandırmacası var. Petshoplarda kedi-köpek satışı yasaktır deniliyor. Fakat zaten şu anda hepsi ruhsatsız çalışan, zindan gibi dehlizlerde köpek ve kedileri ölümüne üreten, hepsi ulaşılmaz, uzak yerlerde kurulmuş olan kanlı üretim çiftlikleri ile ilgili hiçbir düzenleme bu tasarıda yok! İnsanları kandırmak ve sokaklardan sürgünü kamufle etmek için hayvanların gözden uzak işkencelere teslim ediyor. Petshoplarda kedi köpek satışının yasaklanmasını alkışlayan kişiler, bu hayvanların tamamen gözden uzakta ve daha kötü koşullarda üretilip satılması hükmünün getirildiğini göremiyorlar. Çünkü üretimin durdurulması veya kontrol altına alınması ile ilgili hiçbir madde bu tasarıda yer almıyor.
- İnternet üzerinden satış ve üretimin kontrol edilmesi: İnternette her türlü üretim, satış, dövüş ilanları onbinlerce kez yer alırken, bu tasarıda buna karşı bir önlem yok! Belediyeler üzerinde ceza ve idari yaptırım içermeyen ve 6. Madde’yi örtülü olarak kaldıran, kapalı kapılar ardında gizli olarak hazırlanan bu tasarı sadece katliam ve ölüm getirecektir.