“Imperial College London laboratuvarlarında hayvanlar üzerinde deney yapılan video görüntüleri şok etkisi yarattı.”
Yazı:| Bursada Bugün | 01 Mayıs 2013
Dünya Deney Hayvanları Haftası’nda İngiltere’nin bilimde dünyaya öncü üniversitelerinden Imperial College London laboratuvarlarında ortaya çıkan görüntüler, şok etkisi yarattı. Britanya Dirikesime Son Verme Birliği’nden (BUAV) bir aktivistin yaklaşık 7 ay Imperial College laboratuvarlarında çalışırken aldığı gizli kamera görüntülerinden oluşan Öldürme Lisansı (Licenced To Kill) isimli videoda hayvanların bilimsel araştırmalar için fütursuzca aç susuz bırakıldığı, anestezisiz kesildiği ve “işleri bitince” giyotine benzer bir aletle başlarının kesildiği meydana çıktı.Bilim insanlarının bu şiddet içeren uygulamalar için yetkiyi, insanın kendi üstünlüğünü sürdürmek için koyduğu ve bazı işkencelerin “gerekli” olabileceğini öngören uygar yasalardan aldığı biliniyor; yine de İngiltere’nin hayvan deneyi kurallarında öteki ülkelere göre daha sıkı olması laborantları yaptıkları uygulamaların bilinmesi halinde projenin durduracağı konusunda kaygılandırıyor. Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından her zamanki gibi sorumlu üniversite ve devlet gerekenin yapılacağı konnusunda insanların öfkesini yatıştırma yoluna gitti ve derhal bağımsız bir inceleme komisyonunun Imperial College London laboratuvarlarına denetime gideceğini söyledi. AB, kozmetik ürünlerde hayvan deneylerini yasaklıyor. Türkiye, deney cenneti mi olacak?
Dünya Deney Hayvanlarına Özgürlük Haftası’nda, uluslararası çapta insan hakları, ekoloji ve hayvan hakları konularında çalışmalar yapan Yeryüzüne Özgürlük Derneği, AB Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Avrupa Parlamentosu üyelerine bir mektup göndererek 11 Haziran 2013 itibariyle yürürlüğe girecek olan kozmetik ürünlerdeki hayvan deneyleri yasağı ile ilgili Türkiye’deki koşullara dair endişelerini aktardı.Geçtiğimiz sene Avrupa Birliği’nce duyurulan, AB ülkelerinde 11 Haziran 2013 tarihinden itibaren başlayacak olan kozmetik ürünlerin güvenilirliği için yapılan hayvan deneyleri yasağını desteklediklerini belirten Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Türkiye ve diğer AB üyesi olmayan ülkelerin deneylerle ilgili olarak hayvanlar için birer cehennemi aratmayacağını ve süreci endişe ile izlediklerini duyurdu.Her sene 115 milyon hayvan kurban ediliyorİnsanlığın gelişmesi ve hastalıkların önlenmesi iddiası ile sürdürülen hayvan deneylerinde, uluslararası istatistiklere göre her sene 115 milyon hayvan, laboratuvarlarda kullanılarak katlediliyor. Hayvanlar sadece tıp ve ilaç endüstrisinde katledilmiyor, çok büyük acılara sebebiyet veren silah hasar deneylerinde, kozmetik ve kimyasal maddelerin canlı vücuduna ne tür kalıcı ve ölümcül hasarlar verdiğinin tespitinde de hayvanlar kullanılıyor. İlaçların tüketilmesi noktasında hayvan deneylerinden kaçınmak isteyenler için de durum iç açıcı değil; çünkü dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde ilaçlar bir aşamada hayvanlar üzerinde deneniyor. Ancak kullanılması gereken ilacın “yerli ve jenerik” muadili eczaneden istenirse son yıllarda hayvan deneyine tabi tutulmamış ilaçlara ulaşmak mümkün; zira yerli ve jenerik ürünler için yeniden hayvan deneyine ihtiyaç duyulmuyor.”Hayvan deneyleri tüm dünyada yasaklanmalı”Tüm AB ülkelerinde 11 Haziran 2013’den itibaren yasaklanacak olan kozmetik sektöründeki hayvan deneylerinin diğer sektörlerde de uygulanması ve tüm dünyada yasaklanması gerektiğini belirten Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Veteriner teknikeri Burak Özgüner, TÜBİTAK’ın ve devletin de hayvan deneylerini desteklemesini kınayarak “hayvan deneyleri ahlâken tartışılması gereken bir konu olduğu kadar aynı zamanda birçok insanın da ölümüne katkı sağlıyor. Hayvanlar üzerinde denenen her ilaç, daha sonra insanlarda da deneniyor. 2003 tarihli Prof. Dr. W. F. Crowley imzalı bir tıp makalesine göre hayvanlar üzerindeki 25.000 çalışmanın yalnızca
1’i klinik olarak kullanışlı bir ilaç olarak sonuçlanmış. %0.004 gibi komik bir rakama karşın hayvan deneyleri sürdürülüyor.””Tıp ve ilaç endüstrisi, hayvan deneylerini savunma kalkanı olarak kullanıyor””Tıp ve ilaç endüstrisi, dünyadaki en büyük pazara sahip olan sektörlerden birisi. Bu nedenle bu sektörlere de herhangi bir yasak uygulaması kolayca getirilemiyor. Çünkü, tıp ve ilaç endüstrisi, kendilerine açılacak davalarda ve yöneltilen suçlamalarda, hayvan deneylerini bir savunma kalkanı olarak kullanıyor. AB’deki kozmetik alandaki deney yasağı önemli bir gelişme ancak hayvanların her gün laboratuvarlarda çektiği tarifsiz acılar düşünüldüğünde bu yasağın tüm sektörlerde uygulanması gerektiği canlılara gösterilmesi gereken saygı açısından kesinlikle elzem. Son derece demode ve ahlâk dışı olan hayvan deneyleri, tüm dünyada artık yasaklanmalıdır.” açıklamasında bulundu.”Türkiye deney cenneti haline dönüşebilir”AB’deki kozmetik sektörüne getirilen deney yasağını da Türkiye açısından endişe ile izlediklerini belirten Özgüner, “AB’de uygulanacak olan yasağı düşündüğümüzde Türkiye’deki ulusal mevzuat açısından durum, son derece iç karartıcı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Aralık 2011’de çıkartmış olduğu deney yönetmeliği, hayvan deneylerini daha da tartışılmaz hale getiriyor; sonu cinayetle biten bu uygulamalar, mevzuat yardımı ile sorgulanamaz hale getiriliyor. Yönetmeliğe göre Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın özel izni ile sokak hayvanlarının ve yaban hayvanlarının da deneylerde kullanılmasının önü açılmış oldu.
Türkiye’deki bu mevzuat değişikliği hiçbir kuruluşun görüşü alınmadan, apar topar Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. AB’deki yasağı düşündüğümüzde, biz ister istemez, Türkiye’deki tüm bu gelişmelerin bir ön hazırlık olduğunu düşünüyoruz. Türkiye, hayvanların akla hayale sığmayacak eziyetlerle katledildiği ve tutsak edildiği deneylerin cenneti haline dönüşebilir” diyerek endişelerini dile getirdi.”Hayvan deneyleri meşrulaştırılamaz”Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Güray Tezcan ise hayvan deneylerinin tüm dünyada vakit kaybetmeden yasaklanması gerektiğinin altını çizerek “Dirikesim gibi uygulamalar, aynı zamanda tıp ve biyoloji gibi alanlarda okumak isteyen bazı öğrencilerin de korkulu rüyası oluyor. Mezun olmak için hayvanların canlı canlı kesildiği veya manasız deneylerde (hayvanların ölümlerine kadar yüzdürülmesi veya koşturulması gibi) işkence edildiği çalışmalarda bulunmak zorunda bırakılan öğrenciler için de akademik bir vicdani ret hakkı gerekir mi sorusu güncellik kazanıyor. Deneylerde hayvanlara reva görülen acı, eziyet, çok kötü yaşam koşulları hiçbir şekilde meşrulaştırılamaz. Bir canlının kurtuluşu ötekilerin eziyeti üzerinden gerçekleşiyorsa (yani hayvan deneylerinin bir kısmı işe yarıyor olsa bile) sömürü sömürüdür ve kan dökerek, acı vererek gerçekleştirilen ilerleme ne doğaya ne de ahlâka sığar. Özgürlüğün hayvan-insan, kadın-erkek, siyah-beyaz gibi yapay ikiliklerle kısıtlanamayacağının farkında olan tüm kesimler, deneylerde yaşanan acı gerçeklerin karşısında tepkisini ortaya koymalıdır” dedi.İngiltere’de ilaçların insan sağlığı açısından daha risksiz olması için çalışan Safer Medicines (Daha Güvenli İlaçlar) İnisiyatifi’ne göre hayvan deneyi pek çok insanın ilaçlar sebebiyle ölmesinin nedeni ve bugün hayvan deneyine alternatif tam altı somut yöntem var ve insanlardan alınan hücre ve DNA örnekleri üzerinde denemek ile bilgisayarda modellenmiş insan organları üzerinde çalışmalar yapmak bunların arasında.Dünya, hayvan deneyleri gerçeği ile yüzleşmeye başlıyor.
Dünyada bu konuda AB dışında gelişmeler de var. HSI (Humane Society International)’nın 25 Nisan tarihli bültenine göre Brezilya’da alternatif deney yöntemleri mevzuata dâhil edildi. Hindistan da kozmetikte hayvan deneylerini tamamen yasaklamayı amaçlıyor.Türkiye’de ise geçtiğimiz sene Vegan Kolektif çatısı altında bir araya gelen aktivistler, kozmetik ve temizlik ürünlerinde hayvan deneyi yapılmışsa bunun ürün üzerinde belirtilerek tüketiciye tercih hakkı tanınabilmesi için 5000’e yakın imza topladı. Bu imzaların önümüzdeki aylarda meclisteki ilgili bakanlıklara teslim edilmesi bekleniyor.