“Yerel seçimler yaklaşıyor, bu seçimlerde kent hayvanlarının, hayvan haklarının çok daha görünür olduğunu görüyoruz. Bunda özellikle sokak hayvanlarının, toplumun birçok kesimi tarafından artık daha çok umursanması ve hayvan koruma/hayvan hakları mücadelesinin tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de yeşeriyor olmasının büyük payı var. Artık sokak hayvanları ve hayvan hakları meselesi, siyasî partilerin de belediye başkan adaylarının da seçim beyannamelerinde yer alıyor. Kimi belediye başkan adayları ve muhtar adayları, sokak hayvanlarını bir “sorun” olarak tanımlayıp bu “sorun”u, hayvanları toplama kamplarına göndererek çözeceğini ifade etse de neyse ki bu adayların sayıları çok fazla değil. Ancak yerel yönetimlerin hayvanlara olan yaklaşımı ise herkesin malûmu. Oy potansiyeli, her zaman oy hakkı olmayan hayvanlardan ağır basıyor. Hayvan haklarını gözetmeyi geçtim, yürürlükteki mevzuatı bile tam anlamıyla uygulayan belediye bulmak neredeyse imkânsız! Hayvan haklarına duyarlılığıyla övünen belediyelerde bile birçok hayvan hakları ihlâli yaşanıyor. Bu yüzden belediyelerin, başkanların, adayların neredeyse tamamında hayvanlar konusunda bir samimiyetten bahsedemeyeceğim.”
Yazı:Burak Özgüner | Ajanimo | 25 Mart 2019
Demokrasiyi, kent hakkını, ekolojiyi önemseyen seçmenin dikkatini çekmeye çalışan, bu seçmenlerden oy isteyen adaylar, mutlaka hayvanları da seçim programlarında geçiriyorlar. Hayvan koruma gönüllüleri ve hayvan hakları savunucuları da Türkiye’nin dört bir yanında, adaylara, hayvanları koruyacaklarına ve hayvan haklarını gözeteceklerine dair taahhütnameler imzalatıyor, bu konuda adaylardan söz vermelerini istiyorlar.
Bu taahhütnamelerin hukuken bir geçerliliği olmasa da bu ülkede yaşayan her yurttaş, adayların verdiği sözleri tutmaları konusunda takipçi ve talepkâr olmalı. Yıllardır imzalatılan taahhütnameler de artık bu seçimlerden sonra başka bir anlam kazanmalı ve imzacı tüm adaylar, hayvanlar için verdikleri sözü tutmaları konusunda izlenmeli. Sözlerini yerine getirmeyen adaylar, teşhir edilmeli.
Herkesin bildiği gibi, kent hayvanlarına yönelik hak ihlâllerinin en büyük kısmını, belediyeler gerçekleştiriyor. Seçimlerde hayvanları koruyacağına dair söz veren adaylar, seçilip o koltuğa oturduktan sonra verdiği sözleri unutuyor. Ekranlarda en büyük hayvansever kesilen belediye başkan adaylarının neredeyse tamamı, görev süreleri boyunca hayvanların kapatıldığı tesislere adımını dahi atmıyor. “Sözümü tuttum, Türkiye’nin en ‘modern’ hayvan barınağının kurdelesini kesiyoruz” diyen başkanların açtığı tesisler, çok kısa bir süre içerisinde birer toplama, ölüm kampına dönüşüyor. En basitinden, seçimlerden sonra, başkanların çoğundan randevu bile alınamıyor. Verdiği sözleri unutan adayların takibi konusunda sivil topluma büyük görevler düşüyor. Adaylara, verdikleri sözleri sürekli olarak hatırlatmalı; periyodik basın toplantıları ile adayların sözlerini topluma hatırlatmalıyız.
Peki, hayvan haklarını gözeten, hayvan dostu bir belediye nasıl olmalı?
Hepimize hayal gibi gelse de belediyeler hayvan dostu olabilir. Bir hayvan hakları aktivisti olarak yerel yönetimlerden beklentilerimi detaylı bir şekilde bir araya getirdim, olur da bir yerel yönetici, belediyesini hayvan dostu yapmaya karar verir diye…
Öncelikle hayvan dostu belediye, hayvanların bedenine de bireyliğine de haklarına da saygı gösterir. Hayvan hakları ihlâli yaşandığında, işini savsaklamaz; gerektiği gibi yaptırım uygular, hayvan hakları ihlâllerinin yaşanmaması için önleyici tedbirler alır. Hayvanlara yönelik şiddet vakaları karşısında hukuk mücadelesi başlatan gönüllü ve STK’lerin yanında, davalarda taraf olarak yerini alır. Belediye, parka koyduğu jimnastik aletine zarar verildiğinde nasıl şikâyet hakkını kullanıyorsa, hayvanlara yönelik şiddet vakalarında da en az bunun kadar duyarlı olmalı.
- Belediye, hayvanlara yönelik belirleyeceği politika ve stratejileri, mutlaka sivil toplum kuruluşları ve hayvan koruma gönüllülerinin talepleri doğrultusunda, hayvanları mağdur etmeyecek, onların yaşam haklarını ve beden dokunulmazlığı haklarını ihlâl etmeyecek şekilde belirlemeli.
- Belediyeler, mevzuatın hayvanlar lehine kendilerine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmeli.
- Kenti planlarken, tasarlarken hayvanların da toplumun bir parçası olduğu unutulmamalı; insan-hayvan çatışması yaratacak tüm müdahalelerden kaçınılmalı.
- Sokak hayvanlarıyla ilgili tesislere gönüllü katılımı ve erişimi tam anlamıyla sağlanmalı. Bu tesislere ulaşım problemi olmamalı. Ulaşım problemi olan mevcut tesisler için ulaşım imkânları belediyece sağlanmalı.
- Bakımevi ve polikliniklere sokak hayvanlarına kötü muameleyi önlemek için, 7/24 yayın yapan kameralar yerleştirilerek kayıtlar belediye web sitesinden naklen yayınlanmalı.
- Sokak hayvanları için, yasaya göre zorunlu olan kısırlaştırma operasyonlarında sadece cerrahî deneyimi olan veteriner hekimler çalıştırılmalı ve cerrahî prosedürler tam anlamıyla yerine getirilmeli. Hayvan sağlığı açısından hayatî riskleri ortadan kaldırmak için pre-op (ameliyat öncesi) ve post-op (ameliyat sonrası) süreçler gerektiği gibi yönetilmeli.
- Hayvanların barındırıldığı tesislerde, hayvanlara sevgi ve saygı duyan insanlar istihdam edilmeli. Belediyeler bünyesindeki, hayvan toplama, temizlik, sağlık personelinin tamamı özel bir psikolojik teste tâbi tutulmalı.
- El konulan agresif hayvanların psikolojik olarak rehabilitasyonunu sağlayacak uzman kadrolar istihdam edilmeli ve rehabilitasyonu tamamlanan bu hayvanların yuvalandırılması sağlanmalı.
- Belediyeler, tesislerindeki tüm hayvanlara, yuvalandırılmaları konusunda şans tanımalı, bu konuda mevzuatın da işaret ettiği gibi yuvalandırma programları düzenlemeli; gönüllüler ile işbirliği yapılmalı.
- Hayvan toplamada kullanılan araçların tamamı, her türlü iklim koşulunu bertaraf edecek ve hayvanların sağlığı, güvenliği ön planda tutulacak şekilde dizayn edilmeli. Bu araçların tamamında veteriner hekim bulunmalı. Toplatılan hayvanlar araç arkasında refakatçi personel olmadan kesinlikle taşınmamalı ve bulundurulmamalı.
- İl/ilçe büyüklüğü ve bölgedeki hayvan popülasyonuna yetecek sayıda tam teşekküllü hayvan ambulansı tahsis edilmeli.
- Mesai saatleri dışında, özellikle kazazede hayvanlara tıbbî müdahalede bulunabilmek için, acil sağlık hizmeti verecek veteriner hekim istihdamı sağlanmalı.
- Sokak hayvanlarının toplatılması için zorunlu hâllerde kullanılacak anestezik maddeler, can kayıplarını önlemek için hayvan sağlığında en güvenli olan ilaçlardan seçilmeli.
- Sokak hayvanları toplatılırken ve alındıkları yere geri bırakılırken, mutlaka sokağın, mahallenin hayvan koruma gönüllüleri haberdar edilmeli.
- Belediyenin imkânları ile tedavi ve operasyonları karşılanamayacak olan sokak hayvanları, özel kliniklerde tedavi ettirilmek üzere gönüllülere teslim edilmeli. Bu hayvanların tedavileri konusunda, ilçedeki özel klinikler ile sözleşme imzalanarak hizmet alımı gerçekleştirilmeli.
- Sokak hayvanlarıyla yüzyıllardır birlikte yaşıyoruz. Bu ortak yaşam kültürümüze sahip çıkılmalı, hayvanlarla nasıl ilişki ve iletişim kurulması gerektiği okullarda çocuklara, mahalle bazında, sivil toplumla işbirliği hâlinde, topluma anlatılmalı.
- Sokaklara hayvan hakları ve mevzuat hakkında halkı bilgilendirici pankartlar asılmalı.
- Sokak hayvanları için belediye logolu yuvaların, kentin uygun yerlerine yerleştirilmesi sağlanmalı; bu yuvaların dezenfeksiyonu kanserojen ve sağlığa zararlı olmayan dezenfektanlar ile periyodik olarak yapılmalı.
- Sokak hayvanlarına yönelik besleme faaliyetlerinin periyotları arttırılmalı.
- İlçe sınırlarına hayvan terk eden şahıslar tespit edilerek haklarında yaptırım uygulanması sağlanmalı.
- Eğer söz konusu ilçe, birçok türden yaban hayvanına ev sahipliği yapıyor ise yaralı ve hasta yaban hayvanlarının yetkili rehabilitasyon ve kurtarma merkezlerine teslim edilmesi için yeterli sayıda, özel araçlar temin edilmeli.
- Eğer söz konusu ilçe, su kuşlarının uğrak yeri ve yaşam alanı ise kazazede kuşlar için korunaklı alanlar belirlenmeli, bu konudaki koordinasyon Tarım ve Orman Bakanlığı ile sağlanmalı ve kazazede bu kuşların buralarda yaşamsal ihtiyaçları karşılanmalı.
- Atlı faytonlar kaldırılmalı, atlı faytonların yerine bölge halkına danışılarak ekolojik ulaşım çözümleri üretilerek hayata geçirilmeli.
- Hayvanların özellikle yük ve insan taşıtma için sömürüldükleri yerlerde, belediyelerin bu hayvanlar için acil tedavi ve bakım üniteleri, özel koruma alanları oluşturmaları şart. Bu konuda özel lojistik imkânlar da sağlanmalı.
- Hayvan satışı yapan mevcut petshop’lar yerel hayvan koruma görevlileri ve aktivistlerden gelen ihbarlar doğrultusunda ivedilikle denetlenmeli, mevzuata aykırı faaliyet gösteren işletmelere yaptırım uygulanmalı, bu işletmelere iş yeri ruhsat verilmemeli.
- Topluma sosyal aktivite olarak, hayvanlı sirkleri Türkiye’ye getiren firmalar ile sözleşme imzalanmamalı; halk, hayvanat bahçesi, tematik akvaryum, yunus parkı gibi işletmelere götürülerek bu esaret ve işkence merkezleri teşvik edilmemeli.
- Herhangi bir hayvanın tutsak edildiği, hayvanat bahçesi, hobi bahçesi gibi hapishane projeleri belediyelerin stratejik planlarına dâhil edilmemeli.
- Mevzuatı ihlâl eden kamu görevlilerinin soruşturulması izni, belediyenin teftiş kurulunca yürütülen ön incelemenin neticesinde verilmeli. Mevzuata alenen muhalefet eden kamu görevlileri, belediye tarafından korunmamalı.
Belediyeye yapılan bilgi edinme başvuruları geçiştirmemeli. Özellikle toplatılan ve teslim alınan sokak hayvanları ile ilgili bilgi edinme talepleri tam ve eksiksiz olarak, zamanında karşılanmalı