Bu yazıyı Arzum Kalfa, Burak Özgüner Podcast kanalı için seslendirdi.
Dinlemek için buraya tıklayın.
Yazı: Burak Özgüner | Sivil Sayfalar | 05 Ağustos 2019
“Türkiye’de ilk kez, yurt çapındaki vegan oluşumların birlikte düzenlediği “Resmi Hayvan Hakları Yürüyüşü”, dün Kadıköy’de gerçekleşti. Yürüyüşün ana sloganı “Hayvan Hakları Veganlıktır!” idi. Yürüyüşe katılan veganlar, hayvan haklarını savunmanın birincil gereğinin tüm bilinç sahibi duyarlı canlıların yaşam hakkını savunmak ve hayvanlara uygulanan bütün sömürülere karşı çıkmak olduğunu belirterek, bunun da ancak vegan olmakla mümkün olacağını savundu.”
Hayvan haklarını savunmak ve onlara yönelik tüm sömürülere karşı mücadele etmek için başlatılan eylem, dünyada 2016’dan beri yapılıyor. “Official Animal Rights March” olarak bilinen yürüyüşün amacı, dünyadaki veganları birleştirmek ve günlük yaşantılarında hayvanlar için ses çıkarıp aktif olmaları konusunda esin vermek. Yürüyüş ile dünyanın birçok kentinden yükselen adalet arayışına, bu yıl Türkiye’den de ses verildi. Kadıköy Bahariye Caddesi’nde gerçekleştirilen ve Bağımsız Hayvan Hakları Topluluğu, Ankara Vegan Platformu, Veganizm Özgürlüktür, Hayvanlarla Dayanışma İnisiyatifi (HAYDİ), İTÜ Vegan Topluluğu, Bursa Vegan İnisiyatifi, İstanbul Vegan İnisiyatifi, İzmir Vegan İnisiyatifi, Antalya Vegan İnisiyatifi, Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, Empati Platformu, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) ve Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi’nin birlikte düzenlediği yürüyüş için buluşan yüzlerce vegan, hayvan özgürlüğü için sloganlar attılar.
Yürüyüşü düzenleyen vegan oluşumlar adına basın açıklamasını, Bağımsız Hayvan Hakları Topluluğu’ndan gazeteci-yazar Zülâl Kalkandelen okudu. Kalkandelen, dünyanın 38 kentinde yapılan yürüyüşün üç temel amacını şöyle açıkladı; “Veganların dünyanın her yerinde var olduğunu göstermek; hayvanlara yönelik her türlü zulmü, tahakkümü ve işkenceyi reddedenlerin sırtladığı “Vegan Devrimi”ni tüm dünyaya duyurmak; insan olan hayvanların, insan dışı hayvanların ve yeryüzünün özgürlüğü için el ele yürütülecek bir mücadeleyi güçlendirmek…” Bu amaçlar doğrultusunda ilk kez Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen veganları buluşturan yürüyüşü İstanbul’da düzenlediklerini belirten Kalkandelen, veganlık ve veganizmin ne olduğunu soranlara yürüyüş vesilesi ile bir kez daha cevap verdi:
“Veganlık nedir, veganizm nedir diye soranlara buradan bir kez daha yanıt veriyoruz. Veganizm, hayvanların da bilinç sahibi duyarlı canlılar olduğu gerçeğinden hareketle, onlara uygulanan mal statüsünü reddederek, yaşam haklarını savunan özgürleştirici bir etik tutumdur. Bu nedenle de her türlü hayvansal ürünün kullanımını ve hayvan sömürüsünü reddeder”.
“İnsan Merkezci Sistem Sürdürülebilir Değil”
İklim krizine dikkat çekilen açıklamada, “İnsan algısını yüzyıllardır yöneten türcülük adlı virüs, toplumu kâr-zarar dengesi ve bireysel faydacılık temelinde koşullandıran kapitalizm ile işbirliği halindedir. Günümüzde bu işbirliğinin yıkıcı sonuçlarına hep birlikte tanık oluyoruz. Altıncı yok oluşun ve iklim krizinin yaşandığı bu çağda, var olan insan merkezci sistem hiçbir şekilde sürdürülebilir değildir. İnsan-hayvan ilişkisinin ivedilikle yeniden düzenlenmesi şarttır. Bugüne kadar insanlara öldürmenin yanlış olduğu söylendi ama bunun sadece insanlar ve bazı hayvanlar için geçerli olduğu öğretildi. Biz veganlar olarak, yaşam hakkının, her bilinç sahibi duyarlı canlıya ait olduğunu haykırıyoruz! İnsan ya da hayvan, herkes için en temel hak budur. Çünkü yaşatılmayan hayvanın başka hiçbir hakkı korunamaz” denildi.
Vegan devriminin hayvan katliamının sona ermesi, insan sağlığının ve çevrenin korunması için kaçınılmaz olduğu belirtilen açıklamada, “Bu devrim, gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir dünya bırakmak için zorunludur. Bu devrim, bazıları hoşlanmasa da, insanın etik evrimi ve doğanın isyanı tarafından ateşlenmiştir. Kıvılcımları yeryüzünün her yerindedir. Ve bu nedenle de durdurulabilir değildir! Gelecek şüphesiz vegandır! Aklın yolu ve vicdanın sesi, doğanın öfkeli homurtuları ile buluşmuş; mezbahalardan, kafeslerden, deney laboratuvarlarından, sirklerden, akvaryum parklarından, atlı faytonlardan, fabrikalardan, petshoplardan, tarım fuarlarından yükselen hayvan çığlıkları sokaklarda yankılanır olmuştur. Mezbahalara kalın duvarlar örülebilir, kafeslere kalın demirler çakılabilir, deney laboratuvarlarına kırılmaz buzlu camlar koyulabilir ama etik veganlar, hayvan özgürlükçüleri susturulamaz. Adalet ve özgürlük talebini sadece insanlar için değil, insan olmayan hayvanlar için de dile getiren veganizm ve hayvan özgürlüğü mücadelesi, günümüzün en devrimci toplumsal adalet ve özgürlük mücadelesidir. ” ifadelerine yer verildi.